Bir saatçi dükkânı. Tamire getirilen bir guguklu saatin içinden çıkan Ulyanov - küçük ve öfkeli bir adam. Ulyanov'u yutan Mihail - elbette bir kedi. Ulyanov'un, Mihail'in, dükkânın peşine düşenler. Ö
Çenemde demir halatlar vardı sanki, tek tek, yavaş yavaş koptuklarını duyuyordum. Üzerimdeki adamın ağırlığından nefesim bağırmaya yetmiyordu. Cansız bir inleme sürünerek ancak çıktı ağzımdan. Pas ta
Göğü getirdi biri; toplamış üşenmemiş. Neleri varsa serdiler kayalara. Hepsinin gençliği bir deniz, ucunda ayaklarının. Ne güzel güldüler; uzun, insan dolu güldüler. Her biri yarındı; hep öyle baktıl