Mevsimlerin değiştiği, denizlerin dibe yüzdüğü, göçlerin tersine çevrildiği bir zaman... Dünyanın dört bir yanı yaşamasızlığın hükmü altına girmiş, yapay varlıklar çoğalırken her köşeye değişmeyen öl
“‘Bey oğlum, niçin içtiğimi, sarhoşluktan ne bulduğumu, ne beklediğimi soruyorsunuz. Eski gençlik hatıralarımı unutmamak, daima onları gözümün önünde canlandırmak, gençlik hayatımı, hayalen olsun şim
“Her şeye büyük bir merak besliyordu. Gökyüzünü, açık denizi, karşı adayı, rüzgârın uyuduğu yeri ve daha çok şeyi... bilmek değil hissetmek istiyordu. Varlıktan çok yokluktu merak ettiği, hiçlik; tıp
“Osman Cemal, İstanbul’un her köşesini bilirdi. Her sınıf halkı tanırdı. Bazı insanlar maziye saplanıp kalırlar. Osman Cemal eskileri tanıdığı kadar yenileri de tanımak için gözünü ve kulaklarını aça
“Aklında ne var Hagrin?”
“Bir ağaç.”
“Sözünü ettiğin bu ağaç nasıl bir ağaç?”
“Sözü edilemeyecek bir ağaç Moy. Dinle, yaklaştığımızı duyuyor musun?”
“Şimdi kulağıma bir şey çalındı ama sen söyle