“Kanayan’a aldığım öykülerimden birkaçını, 12 Mart döneminde, tutuklu olarak bulunduğum Mamak Askerî Cezaevi’nde yazmıştım. Bir yolunu bulup cezaevi dışından Yeni Dergi’ye yollattığım üç öykümü, Meme
Mektupçuyum ben. Yaşayan ve yaşayacak olan herkese, bugüne ve gelecek zamanlara mektuplar gönderiyorum. Mektuplarımın kimlere ulaşacağını, hangi bulmacanın hangi zamanda, nerede çözüleceğini bilmiyor
Anlatmanın tam zamanıydı; o kadar sustuktan sonra, başka konularda konuşarak örttüğü suskunluğunu bozmak için zaman idealdi, ona hissettirdiğim güvenin, cesaretin ya da tam tersi korkunun etkisiyle,