Salman Rushdie, bu kitap hakkındaki bir söyleşisinde şöyle diyor: “Bu hikâyeleri Doğu, Batı ismi altında yayımlamayı düşünürken en önemli konunun virgül olduğunu gördüm. Zira bana öyle geliyor ki...
“Farkında mısın anne,” dedim. “Biz nerde bir ayna görsek kendimize bakmadan edemiyoruz.”
Tek başına çocuklarını büyütüp annesine bakanlar, engelliler, erkeklerin dünyasında kendine yer bulamayan kad
Serap, giderek serap olmaktan çıkıp, zihnine çakılı kanlı canlı bir imgeye dönüşmekteydi. Kızın gençlik hayaliydi bu bu imge; sıcak ve yumuşaktı. Tenin dokunuşu... Kızın kokusu, saçlarının, gerdanını
Bir annenin ruh çağırma seansında gelen ama geri gitmeyen ruhunun açtığı yaralar.Hayalî seçmenlerin gündelik hayatları.Kentsel dönüşümün ev içlerine kararlı girişi.Parasını alamadıkça belaya bulaşan
Gazete her gün eve gelirdi. Erkek ilk sayfadan sonuna kadar okurdu. Sandy onun her şeyi okuduğunu görürdü, ölüm ilanlarına varana kadar, belli başlı şehirlerin hava sıcaklıklarını gösteren bölümü de,
Milan Kundera, bütün yapıtları arasında en çok zevk alarak ve keyifle Gülünesi Aşklar’ı yazmış olduğunu söyler. Yedi öyküden oluşan bu kitapta, yazarın daha sonraki eserlerinde geliştireceği aşk...