“Hazinemi kimseye göstermedim. Bu kitaba sahip olmanın bana verdiği mutlulukla birlikte çalınacağı korkusu ve sonsuz olup olmadığı kuşkusu sarmıştı benliğimi. Bu iki kaygı her zamanki...
Şunkin şımarık büyütülmüş biriydi. Her zaman emretmiş, başkalarından beklemiş, acı çekmemiş, yorulmamış, ezilmemişti. Onun kibirli burnunu kıracak kimse olmamıştı; ama bu işi kader yaptı. Yukarısı on
Çocukluğun sımsıkı mühürlenmiş bir sandığı vardır. Genç insan bir gayret o sandığı açmaya çalışır. Kapağı açtığında içinin boş olduğunu görür. Bunun üzerine anlar ki, hazine sandığı dedikleri, her za