Çocukluğun sımsıkı mühürlenmiş bir sandığı vardır. Genç insan bir gayret o sandığı açmaya çalışır. Kapağı açtığında içinin boş olduğunu görür. Bunun üzerine anlar ki, hazine sandığı dedikleri, her za
Görünmez bir güneş omuzlarımızı ısıtmaya başladı. Ama güneşin varlığı bile ilgimizi çekmiyordu. Mesafe, zaman ve yön kavramımızı kaybetmiş halde orada, nerede olduğunu bilmedi ğimiz bir yerde oturduk