Türk edebiyatının en verimli ve tartışma yaratan yazarlarından biri olan Erendiz Atasü, ilk baskısı 2008 yılında yapılan öykü derlemesi İncir Ağacının Ölümü’nde hem toplumsal konuları hem de bireysel
Kendimi bildim bileli evlere bakmak için dışarılarda geziniriz, yakışmayan çiçek ve saksıları bahçelerden alırız. Sulama aletlerinin yerini değiştirir, posta kutularını düzeltir, ağır olduklarından ç
Dostoyevski’nin daha sonra kaleme alacağı romanlarına dair ipuçları taşıyan erken dönem eserlerinden Ev Sahibesi, arka planına kalabalık 19. yüzyıl Petersburg’unu alan, karanlık, bunalımlı ve efsunlu
Oraya nasıl gittiğimi ya da oradan nasıl döndüğümü bilmiyordum. Tek bildiğim, bir anda kendimi orada buluvermemdi. İnsanların yıkılan dünyalarından kaçıp sığındığı, her şeyden soyutlanmış bir zamanda
İçeri girmez miydiniz, diyor. Yüzünde yarım bir gülümseme. Onu bütüne mi tamamlasa yoksa yüzüne daha başka bir ifade mi oturtsa, karar veremiyor. Daha üzgün görünebilir belki ya da daha öfkeli. Bu du
Stefan Zweig’ın öykücülüğünde ayrı bir yer tutan O muydu?, kemirici bir duygu olan şüpheyi eksene alır ve bu duygunun insanı sürüklediği kaygı, sıkıntı ve çaresizlik atmosferinden okura seslenir. Öyk
1942 yılında, İkinci Dünya Savaşı’nın tam ortasında, Brezilya’nın Petropolis kentinde karısıyla birlikte intihar eden ama insanlara “yarın”ı beklemeleri gerektiğini söyleyerek bir yandan da umudu sav