Geçen kuşaklardan sonra öykü edebiyatımızda derin bir iz bırakmaya aday hangi öykücü geldi, diye sorulursa ben kendi payıma ilkin Cemil Kavukçu’yu söylüyorum.
Battığımız Bataklar, acının farklı yüzlerini, hiçbir filtreden geçirmeden, saklamadan, olabildiğince somut halleriyle karşımıza çıkaran, cesur bir ilk kitap.
Kendimi bildim bileli evlere bakmak için dışarılarda geziniriz, yakışmayan çiçek ve saksıları bahçelerden alırız. Sulama aletlerinin yerini değiştirir, posta kutularını düzeltir, ağır olduklarından ç
Yüzmeyen ya da yüzdürülmeyen bir gemide yaşamanın doğal sonucu olmalıydı bu. Artık gün saymıyor, hesap yapmıyorum. Her şeyi oluruna bıraktım. Yine bir koyda demirdeyiz; adı, yeri, varacağımız limana
Fethi Naci’nin “tam bir anlatı ustası” diye nitelediği Cemil Kavukçu, Yalnız Uyuyanlar İçin’de bir araya getirdiği öykülerinde, yeni insan tipleriyle tanıştırır okuru. Bakışlarını dış dünyadan çok ke
Çünkü her sorunun yanıtı doğada. Bulutların yarattığı bunca karmaşanın anlamı şu; sen de her an, anbean değişiyorsun, bunu görüyor ve hissediyorsun. Yakıcı düşüncelerin gücü yok artık üstünde. Kurtul