Kar üzerinde kan lekeleri, tek gözlü ceviz ağaçları, kuş doğuran karıncalar, kilise çanları, dile gelen kesikbaşlar, sokak ortasında inciri ikiye bölüp yiyen kadınlar, sıkı sıkıya kapalı naylon perde
Ölüm gerçek, ölüm döşeği tabu, cenaze ortak, yas bireysel… Peki ölüm herkesi eşitler mi?Romanlarından tanıdığımız Émile Zola’dan toplumsal ve ekonomik koşulların ölümü nasıl şekillendirdiğini...
“Buradayız! Size çiçek isimleri sayıp, romantizmi, oradan aşkı, oradan bağrı yanık yanık sızlatan sevdayı, hadi hiç olmadı belki sevgiyi anlatmak için değil! Hayır!Size burada çiçekleri de hayvanları
… Biraz sonra uyanacak mahalle ve herkes beni görecek. Gün aydınlanınca gözlerini benden alamayacaklar. Beni seyredecekler. Kırk satırlık merakları dinecek inşallah. Ben de onları izleyeceğim keyifle