“Kanayan’a aldığım öykülerimden birkaçını, 12 Mart döneminde, tutuklu olarak bulunduğum Mamak Askerî Cezaevi’nde yazmıştım. Bir yolunu bulup cezaevi dışından Yeni Dergi’ye yollattığım üç öykümü, Meme
Aykırı, bohem, cesur, bağımsız, sosyalist ve idealist. Âşıkları; Mérimée, Musset, Chopin… Hayranları; Flaubert, Proust, Balzac… 19. yüzyıl Fransa’sının en ünlü kadın yazarı George Sand aynı zamanda b
Anlatmanın tam zamanıydı; o kadar sustuktan sonra, başka konularda konuşarak örttüğü suskunluğunu bozmak için zaman idealdi, ona hissettirdiğim güvenin, cesaretin ya da tam tersi korkunun etkisiyle,
Hiçbir yere gidemeyecek, biliyorum. Kendimden. Yıllardır bu ıssız saatte, coşkusu sönmüş parkta oturup aynı şeyleri konuşmamızdan. Ve hâlâ işte burada, salıncakta bir ileri bir geri sallanmaktan ötey
Orada oturmuş her şeyi tersine çevirebilir miyim, diye düşünüyordum. Bu mümkün müydü? Altımda çırpınan suya baktım. Dipteki midyelere, sağa sola kıvrılan yosunların arasında gizlenen küçük balıklara
“Beklenmedik bir anda, bir kitapla yaşadığın şaşırtıcı buluşma. Kütüphanede, rafta, çalışma masasında öylece durmakta, seni beklediğini bilmeden; zaten sen de farkında değilsin yaşanacakların. Karşıl