Sabah uyanıyorsunuz, bir bakıyorsunuz her yer karanlık, Güneş yok! Işığa duyarlı bir uzaylı ırkı Dünya’da yaşayabilmek için Güneş’e perde çekmiş, insanlığı karanlığa, umutsuzluğa hapsetmiş. Doğu Yüce
Şimdi başka bir tren garındayım. Galiba veda ettiğim son şehir olacak burası. Oturacak ve yaslanacak yeri olmayan bir banka ilişmiş, mürekkebi bitmek üzere olan kalemimle acele acele yazıyorum. Kirli
Kör olsaydım neleri yitirirdim sonsuzca? Sağır olsaydım ya da dilsiz? Burnum hiç mi hiç koku almasaydı ne yapardım? Kolsuz biri olmak nasıl bir şeydi acaba? Bense yürüyemiyordum, ayaklarım yok hükmün
“Hayallerin adamını anlatmamı istiyorsunuz benden. Öyleyse anlatacaklarımın da hayalî olabileceği konusunda uyarmalıyım sizi. Gerçeğin gölgesinden başka bir şey elde edemeyebilirsiniz konuşmamın sonu