Şunkin şımarık büyütülmüş biriydi. Her zaman emretmiş, başkalarından beklemiş, acı çekmemiş, yorulmamış, ezilmemişti. Onun kibirli burnunu kıracak kimse olmamıştı; ama bu işi kader yaptı. Yukarısı on
gözlerimi kapadım, seni düşledim. yan koltuğumda oturuyordun. elinde bi kitap vardı. göz göze geldik, “masal okuyorum, iyi geliyor,” dedin. yanıma kitap almayı unutmuşum. sıkıntımı anladın, kitabı ba