Harika!İşlenmemiş bir elmas. Patlamaya hazır bir bomba. Ölüme uçan eşsiz bir kelebek.1919’da başlayan, ne zaman bittiğini –henüz– bilemediğimiz bir hayat. Dokunduğu her şeyi güzelleştiren...
Saat ikiyi on dört geçiyordu. Daha fazla beklemenin anlamı yoktu artık. Ayağa kalkmak için sandalyemi ittiğimde çıkan gıcırtı sınıfta yankılandı. Sami Hoca tahtaya dönmüş bir şeyler yazıyordu, bir te
“Ama bunlar sırf benim şeytanlarım değil, otobüste yanıma oturan adamın beynini kemiren dertler de bana bulaşıyor ya da marketteki kasiyer kız, çünkü gözlerindeki nefreti görüyorum, tuşlara basan...
Pasta kutusundan çıkan satırları okumak kadınlar için bir mutluluktu. “Bunları yazarken beni düşündü,” diyorlardı içlerinden (öyle olmadığını herkes bilse de) ve değersiz varlıklarına bir değer biçil
Okurlarımızın Kritimu/Girit’im Benim adlı romanından tanıdıkları Sabâ Altınsay, yeni kitabı Benim Hiç Suçum Yok’la yeniden Can Yayınları’nda. Edebiyatseverlerin severek okudukları klasik üslupla yaz
“Göç sadece gideni değil, kalanı da peşinden sürüklüyordu”, diyor Sabâ Altınsay, “insanın doğduğu toprak ile gömüleceği toprak aynı toprak olmayacaksa, ne kalır ki geriye, ölürken, yaşamdan? Bu soruy