“Yunan heykellerine benzeyen vücudunda dolaşan ellerimiz çoğaldıkça Jean kendinden geçer, kıvranışları bizi de en tatlı günahların bahçesine davet ederdi. Peş peşe içtiğimiz şarapların tesiriyle bu s
Arabalarımız Salacak İskelesi’ne doğru iniyordu. Başımı kaldırdım. Gözüme çarpan dehşetli bir köprü tüylerimi ürpertti çünkü ömrümde bu kadar görkemli, bu derece dehşetli bir şey görmemiştim. Bu köpr
“Ben buranın en eskisiyim, çok gördüm böylelerini. Bir kat yukarıdaki kiracıya her uşaklığı yaparlar ama içlerinden birinin biletine amorti çıkacak olsa, herifi boğmadıkları kalır,” dedi. Sonra iyic
Arabalarımız Salacak İskelesi’ne doğru iniyordu. Başımı kaldırdım. Müsadif-i nazarım olan dehşetli bir köprü tüylerimi ürpertti çünkü ömrümde bu kadar azametli, bu derece dehşetli bir şey görmemiştim