“Yunan heykellerine benzeyen vücudunda dolaşan ellerimiz çoğaldıkça Jean kendinden geçer, kıvranışları bizi de en tatlı günahların bahçesine davet ederdi. Peş peşe içtiğimiz şarapların tesiriyle bu s
O, yerine ve zamanına pek de bakmadan doğruyu, düşündüğünü söylemekten korkmayan, belki de biraz pervasız bir gazeteciydi. İnandığı şeyler için korkmadan, yılmadan savaştı. Bu yüzden başına hapis, sü