“Derler ki sevda insanın ahlakını düzeltir, yanıltsa bile sevelim: Mademki insanız!Of! Böyle boş işlerle uğraşmak da hoşa gitmiyor ama zamanın mecburiyetlerine uymak lazım geliyor.Bir gün olur da şu
Bazı gönül erbabı, sefa çiçekleri gibi günün ilk ışıklarına muhtaçtır. Ondan sonra sarılı kırmızılı parıltılarla göz alır, kendisini sevdirir, beğenen bakışları üstüne çeker. Ülfet de böyleydi. (…) D
Sustu. Önüne baktı. Ağlamaya başladı. “Volkan’ın o kamera görüntüsünde ne yaptığını sizden iyi kim anlar? Otogarın altında ne aradığını ya da?” diye konuştu sonra hıçkırıklarının arasından. Bir erkek
Yaşamakta olduğumuz acılı günlerde, Diyarbakır Surönü’nde bir tanıklık, yüzleşme ve kendimizle hesaplaşma denemesi... Batı’dan gelen Türk’ün bakışı ile yakılıp yıkılmış bölge insanının içeriden bakış
Artık yazamaz olmuş, sözü yitirmiş bir yazar. Tutkulu bir bilim kadını olan karısı ve kendisine dayatılan başarı ölçütlerini reddedip dünyayı saran şiddetten kaçmak için uzak adalara sığınan oğulları