Fazla gecikmeden bu dünyada yer edinmenin sadece ve sadece iki yolu olduğunu kavradı: Ya açık şiddet yoluyla, ki bunun pek oluru yoktu, çünkü bir damla kan görmeye...
Tango daha önce de gördüğümüz gibi milongayla başlamış, milongadan doğmuş, başlarda cesur ve mutlu bir dansmış. Sonradan tangonun takati kesilmiş ve hüzünlenmiş, hatta Ernesto Sabato’nun yakın zamand
1966 yazı, alışılmışın dışında soğuktur. Küçük Doğu Alman kentinde kömür yoktur. İnsanlar üşür. Bu soğuk yaz günlerinde bir çocuk dünyaya gelir. Adını Toto koyarlar. Hermafrodittir, kimse onu istemez
Anlık bir dikkatsizlik, apansız bir tesadüf, yanlış bir adım – fatum mu yoksa fortuna mıdır bu: Kader mi ağlarını örmüştür, talih mi küsmüştür? İnsan özgür değil midir?
F’nin bütün meselesi bu.
Eko
Estela ve ben bu kitapta, bu sayfada, bu kelimelerde birleştik. Bizi bir boşluk birleştiriyor: O öldü, bense bu kitabı yazmak için yaşıyorum. Bizi bu cennet kurtaracak, cezamızı bu cehennem verecek:
Dört Ev, Hep Hasret bir İsrail romanı. Toplumsal çatışmaları ve parçalanmışlığıyla İsrail’i; özlemleri, aşkları, tutkuları ve kavgalarıyla İsrail’in insanlarını resmeden bir roman. Dört ev: Iraklı gö