“Hırkayı sırtımdan çıkardım. Biçarenin haline baktım. Gözlerimden yeniden yaş boşandı. Ne hazin manzara! Ne büyük üzüntü! Hırka koltuğumun altında olduğu halde eve ulaştığım zaman ağlamanın devamı o
Pırıl pırıl parlayan gözleri hayata odaklanmıştı; yaşam her ne olursa olsun tadına doyulmaz tatlarla doluydu, öğrenecek ne çok şey vardı... Tüm sağlam ilişkilerde olduğu gibi önce biraz mesafeliydik.