Üniversite yurdunun tuvaletinde, aynı anda hem bir hayat hem de bir ölüm doğurmuştum. İlk defa kendimi nesillerin içinden geçtiği bir kadınlar zincirinin parçası hissettim.Sene 1963, Rouen...
Kendimi bildim bileli evlere bakmak için dışarılarda geziniriz, yakışmayan çiçek ve saksıları bahçelerden alırız. Sulama aletlerinin yerini değiştirir, posta kutularını düzeltir, ağır olduklarından ç
İhtimal bana “bedbin kadın” diyeceksiniz, ihtimal bana hapishanelerin lebalep, tevkifhanelerin kapılarına kadar dolu olduklarından bahsedeceksiniz. “O halde nasıl olup da mücrimlerin cezasız kaldığın
“Victor Hugo ve niceleri çocuğu hep bir melek olarak gördüler. Asıl onda şeytani ve gaddar olanı görmemiz gerekir. Çocuğa dair yazılanlar da ancak bu bakış açısıyla yenilenebilir. Çocuğun küçük bir h
Annesiyle el ele tutuşmuş, caddenin karşısına geçecekler. Annesi yürümeye başlayınca o da yoğun trafikli caddeye adım atıyor, atmasıyla da annesinin onu kolundan sertçe geri çekmesi bir oluyor. Sağın