Berlin’de yeni bir hayat kurmaya çalışan Paul Wendland Kück’ün hayatı, annesinden gelen bir telefonla bambaşka bir seyre girer: “Kuzey’in Rodin”i olarak anılan heykeltıraş dedesinden yadigâr evleri,
Almanya’da Hitler iktidarda, radyolar kin ve nefret dolu konuşmalar yayınlayıp Yahudilerin kökünü kazımaya çağırıyor. Büyük savaşın ayak sesleri duyuluyor; bu baskı ortamında kaderin birbirine bağlad
Stefan Zweig, ta Brezilya’ya gitse de, geride bıraktığı, yıkılmakta olan bir dünyayı içinde taşıyordu. Bazen aralık kalan pencereden esen ılık rüzgâra kapılıp geçip giden yılları unuttuğu oluyordu. U