Kar üzerinde kan lekeleri, tek gözlü ceviz ağaçları, kuş doğuran karıncalar, kilise çanları, dile gelen kesikbaşlar, sokak ortasında inciri ikiye bölüp yiyen kadınlar, sıkı sıkıya kapalı naylon perde
“Cemil Kavukçu’nun öyküleri akrabam olur. Kişilerinden, mekânlarından, dertlerinden, dillerinden. Nasıl olmasın?
Tek başına kişileri bile yeter. Her biriyle çocukluk, ergenlik, gençliklerinde tanışm
Genç çoban küçücük evinde, mutlu mesut yaşıyordu. Ta ki sevdiği kızın zengin bir adamla evlendirileceğini öğrenene dek. Tüm umudunu yitirmişti ki, yardım hiç beklemediği yerden geldi... İllüstrasyonl