1966 yazı, alışılmışın dışında soğuktur. Küçük Doğu Alman kentinde kömür yoktur. İnsanlar üşür. Bu soğuk yaz günlerinde bir çocuk dünyaya gelir. Adını Toto koyarlar. Hermafrodittir, kimse onu istemez
Anlık bir dikkatsizlik, apansız bir tesadüf, yanlış bir adım – fatum mu yoksa fortuna mıdır bu: Kader mi ağlarını örmüştür, talih mi küsmüştür? İnsan özgür değil midir?
F’nin bütün meselesi bu.
Eko
Şilili yazar Sepúlveda, "kara roman"ın çarpıcı örneklerinden birini bu kitapla veriyor. Duygusal Bir Katilin Günlüğü’nde yer alan iki küçük polisiye roman ya da iki uzun polisiye öykü, hem trajik hem
Dört Ev, Hep Hasret bir İsrail romanı. Toplumsal çatışmaları ve parçalanmışlığıyla İsrail’i; özlemleri, aşkları, tutkuları ve kavgalarıyla İsrail’in insanlarını resmeden bir roman. Dört ev: Iraklı gö